Bütün gözler kabinedeki değişikliğe çevrilmiş durumda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanı işaret ediyor,
Başbakan Yıldırım ise "Bir gün bakarsınız
değişmiş" cevabıyla zaman kazanıyor.
Durum ortada yani...
Henüz net bir şey yok.
Peki, neden bu kadar gecikti kabine meselesi?
Şimdi araya Katar ve İran üzerinden gelişen bölgesel kriz de
girince biraz daha gecikecek gibi görünüyor.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partiye dönüşüyle
köklü bir değişim sinyali verilmiş ve beklenti bir hayli
yükselmişti.
AK Parti MKYK'sında 19 kişinin değişimiyle ilk olumlu adım da
atıldı. Merkez Yürütme Kurulu (MYK)'nda, üç kişi de olsa değişimin
gerçekleşmesi bir nebze de olsa değişim ihtiyacını
karışladı.
Ancak iş kabineye gelince durdu. Peki, neden?
İşin merak edilen ve zor tarafı tam da burası... AK Parti
kulislerinde denilen şu;
Başbakan Binali Yıldırım, iyi bir kongre süreci
yönetti. Onu MKYK ve MYK listeleri izledi. Ancak kabineye farklı
bakıldığı için iş biraz sürüncemede kaldı. Bu konuda iki farklı
yaklaşım dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemin ruhuna uygun
daha değişimci bir kabineye sıcak baktığı ve bu yüzden bir an önce
hedefe yönelmek istediği söyleniyor.
Başbakan Yıldırım'ın tavrı ise biraz farklı... O
mevcut tablonun sürmesinden yana. MYK'da da değişimin üç kişiyle
sınırlı kalmasında Başbakan'ın bu yaklaşımının etkili olduğu
biliniyor.
Başbakan'ın, "Ben bu arkadaşlardan memnunum, neyi kötü
yaptılar da bunları değiştiriyoruz" yaklaşımı en
azından bu süreçte çok da aykırı gelmiyor ki,
Cumhurbaşkanı işi sürece bırakıyor.
İşte gecikmenin sırrı da bu dengede saklı... Tabii işin
uluslararası boyutu, iş dünyasının beklentileri ve kabine içinde
giderek güç kazanan "Milli ve Yerli" eksenli ekonomi
yönetimi tartışması da var. Bu da gecikmenin önemli nedenlerinden
biri...
Cumhurbaşkanı ve Başbakan birbirlerine hassas davrandıkları
için "zorlama ve dayatma"yerine "makul"
bir yol aranıyor.
İşin en kritik yanı ise kabine ve yerel yönetimlerle ilgili
kamuoyunda oluşturulan yüksek beklentinin hâlâ sürüyor
olması.
AK Parti hükümetinin bu beklentiye, özellikle de FETÖ
nedeniyle yerel yönetimlerde köklü değişim beklentisine cevap
vermemesi bugün bir riske yol açmayabilir ama aynı şey yarın için
söylenemez.
Kabinede değişim dengesine gelince...