AK Parti 5. Olağan Kongresi, 7 Haziran sonrası tek başına iktidar olmayan AK Parti'nin ilk kongresiydi. AK Parti, 2002'de ekonomik olarak küçülen, siyaset alanı daralan Türkiye'yi o noktadan alıp, orta sınıfı güçlendiren, vesayet sistemini gerileten ve darbeleri tarihe gömen bir Türkiye'ye getirdi.
Ancak bu demokrasi mücadelesinde 7 Şubat 2012'yle bir sarsıntı yaşandı. Art arda Gezi'yle başlayıp, 17-25 Aralık ve 6-8 Ekim'le süren, şimdi de PKK'nın terör eylemleriyle devam eden bir karşı darbe girişimi...
Bu durum hem Türkiye'yi hem de AK Parti'yi yeni bir yol ayrımına getirdi. Ya demokrasi kazanımları yeni bir boyut kazanacak ya da geçmişin kısır döngüsüne dönülecek...
AK Parti'nin 5. Olağan Kongresi'nin yapıldığı Arena Salonu'na girmeye çalışırken, salonun önünde biriken kalabalığın ruh hali dikkat çekiciydi.
Türkiye'nin dört bir yanından binlerce insan, ülkenin derin kırılma anlarında tanık olduğumuz o müthiş sahiplenme ve motivasyonla gelmişlerdi.
Hepsinin ağzından tek bir cümle dökülüyordu: "Cumhurbaşkanımızı yedirmeyiz..."
Kongre salonunun içinde de benzer bir hava vardı. Ne zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan adı söylense salon ayağa kalkıyordu.
Bu ruh halinin damgasını vurduğu kongrede, merakla beklenen ise Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun konuşması ve parti yönetimine kimlerin seçileceğiydi.