Mahmut Övür Sabah Gazetesi

Medya ve terörün oksijeni

Türkiye, uzun yıllardır siyasetle şiddet arasına mesafe koymamanın sancısını yaşıyor. Solun bir kesiminin şiddeti bir siyaset aracı olarak görmesi bir yana asıl tehlike, iktidara muhalefet etmek adına...

27 Haziran 2017 | 5.725 okunma

Türkiye, uzun yıllardır siyasetle şiddet arasına mesafe koymamanın sancısını yaşıyor. Solun bir kesiminin şiddeti bir siyaset aracı olarak görmesi bir yana asıl tehlike, iktidara muhalefet etmek adına "düşmanımın düşmanı dostumdur" diyen ve marjinal terör örgütlerinin yaptıklarını hoş gören muhalefet aklıdır.
Bu yaklaşım en büyük zararı iktidara değil, bizzat ülkeye veriyor. Terör ve şiddet kullanan örgütler böylesi moral destek almasalar büyümeleri ve varlıklarını sürdürmeleri mümkün değil. Bunda da medyanın rolü yadsınamaz. Bu rolü en çarpıcı biçimde "Demir Lady" lakaplı eski İngiltere Başbakanı Thatcher anlatmıştı: "Propaganda terörün oksijenidir."
Terör de doğal olarak demokrasinin ve demokratikleşmenin karbon monoksiti yani zehri. Bu ikili ilişki, demokratikleşmek isteyen ülkeleri bir kısır döngüye sokar. Her demokratik adımınızı terör kendi hanesine yazar ve onu kullanır. Doymak da bilmez. Fazlasını ister. Aldıkça da "silah olmasaydı bu hakları alamazdık" propagandası yapar ve şiddeti meşrulaştırır. O yüzden terör örgütleri kendi çizgisindeki partilerin bile güçlenmesinden hoşlanmaz. Bunu en son PKK-HDP ilişkisinde çok açık biçimde gördük. Kısaca terörün gölgesinde demokratik adım atmak ve sivil siyaset yapmak zor.
Şimdi bu durumun daha vahimini FETÖ ve PKK eksenli yaşıyoruz. Son yıllarda iş öylesine çığırından çıkartıldı ki medyada, siyasette hatta akademik çevrelerde hiçbir ahlaki ölçüye sığmayan işler yapıldı. PKK'ya "silah bırakmayın ucuza gidersiniz" diye yalvaran aydınlardan, FETÖ'nün kumpas merkezine dönüştürdüğü medya organlarına kol kanat geren CHP'li siyasetçilere kadar her şeye tanık olduk. Dün F-Tipi çete diye FETÖ'yü manşet yapan, karşı çıkan Cumhuriyet gazetesi ve CHP'yi, bugün o kirli yapıya "oksijen" taşıyan rolde görüyoruz.
Bu konuda da en büyük günah medyanın. Medyanın terör eylemlerini ve terör aktörlerinin açıklamalarını haberleştirmesi sadece bizde değil dünyada da tartışma konusu. Başta İngiltere olmak üzere AB ülkelerinde medya teröre karşı ortak bir dil kullanırken, ne yazık ki söz konusu Türkiye olunca işin rengi değişiyor. Türkiye içindeki durum daha da beter. Medya, özellikle son üç yılda sırf, iktidar zora girsin diye terör eylemlerini ve kumpaslarını alabildiğine geniş vererek müthiş bir algı operasyonu yürüttü. Ve öyle bir noktaya geldi ki artık taşınamaz durumda.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bahçeli’nin ikinci Öcalan çıkışı 22 Kasım 2024 | 430 Okunma İmamoğlu, MYK’dan kimlerin atılmasını istedi? 21 Kasım 2024 | 1.065 Okunma Trump çöküşü durdurabilir mi? 19 Kasım 2024 | 391 Okunma Türkiye ve Trump’ın ‘Haçlı’ kabinesi 17 Kasım 2024 | 449 Okunma ‘Devlet bir paradigma değiştirdi, bu bir çağrı...’ 16 Kasım 2024 | 425 Okunma