Günlerdir Türkiye, 8 yaşındaki Narin Güran'ın
vahşice katledilmesini ve bir köyün ortak suskunluğunu dehşet
içinde izliyor. Daha önce de benzer olaylar yaşandı ama çoğu aile
içi şiddet olaylarıydı ve bu kadar yaygın bir suç ortaklığıyla
gerçekleşmemişti.
Bu yüzden "Bu nasıl olur, bu noktaya nasıl
geldik?" sorgulamasıyla vicdanlarımızı rahatlatmaya
çalıştık. Oysa Hannah Arendt'in Nazi soykırımı
sorumluları için yaptığı "sıradan kötülük"
meselesi hemen her yerde var ve insanlığın karşısına çıkıyor.
Mekanı feodal ilişkilerin hakim olduğu Diyarbakır'ın bir köyü de
olabilir, demokrasinin beşiğe ABD veya AB de...
Bütün bir köyü susturan "suç ortaklığı"yla, bütün
demokratik ülkeleri susturan İsrail'in Gazze'deki soykırımı
arasında ne fark var? Biri karşısında isyan edenlerin, diğeri
karşısında susmaları, samimi olmadıklarını gösteriyor, o kadar.
Bu sözün...