Önceki akşam, ilk kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 29 Ekim
Cumhuriyet Balosu'na katıldım. Külliyedeki ilk cumhuriyet balosuydu
ve birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, farklı bir kutlama
olacağını söylüyordu. O farkın ne olduğunu içeri girdiğimizde
görecektik. Çok kalabalık olacağı belliydi ve öyle de
oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşiEmine Erdoğan'ın
merdivenlerden inişiyle başlayan kutlamaları izlerken, o kabalalığa
baktım.
Çok farklı ve renkli bir topluluk vardı ama benim dikkatimi sosyal
medyaya ve dün gazetelere de yansıyan o fotoğraf çekti. Türkiye'nin
nerden nereye geldiğini düşündüm. Kürsüde yan yana dizilmiş o
fotoğrafın ortaya çıkması hiç kolay olmadı. OrtadaCumhurbaşkanı
Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan var. Hemen yanı
başlarında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve
eşi Şule Akar, diğer iki tarafta ise kuvvet komutanları,
eşleri ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve eşi
var.
Hep birlikte cumhuriyetin kazanımlarını alkışladılar. Başörtülü
başı açık, sivil veya asker ilk kez bir arada cumhuriyetin öyküsünü
izledi, Aşık Veysel'in "uzun ince bir yol"unu dinledi. Ve kıyamet
kopmadı. Bu, bir devrin kapandığının fotoğrafıydı. Bu yüzden bu
fotoğrafın kendisi bir demokrasi zaferi, yani cumhuriyetin
demokrasiyle buluşmasının zaferiydi. Tabii bu zafer kolay olmadı.
Bazılarımız ağır bedel ödedi, bazen gerildik, bazen kırıp döktük
ama yine de çok uçlara savrulmadan bu dönüşümü gerçekleştirdik.
Daha iyisini başarabiliriz.