ABD-Türkiye ilişkileri "stratejik
müttefik"liğe rağmen hep sorunluydu. Özellikle
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra çevremizde yaşadığımız bütün
sorunların altında ABD vardı. İç siyasette de bu izi iliklerimize
kadar hissettik. Ekonomiden siyasete, eğitimden istihbarata her
alanda ABD vardı ve hayatımızı karartan darbeler de ABD
patentliydi.
Anlayacağınız, ABD hem dost ve müttefikti hem de değme düşmana taş
çıkartacak operasyonların arkasındaydı. Hem demokratik dünyayla
birlikte olmamızı istedi hem de demokrasimizin tahrip edilmesinin
önünü açtı. Açıkçası, ne zaman Türkiye kendine özgü bir siyaset
izlemeye kalksa, karşısında ABD'yi buldu.
Geçmiş iktidarlardan itirazlar geldi; ama hiçbiri de etkili
olmadı.
Başkan Erdoğan döneminde bu ilişkiye çok daha
güçlü bir itiraz gelince, sorunlar daha da derinleşti. Artık
ABD'yle sorun yaşamadığımız alan yok denecek kadar azdı. Suriye'den
Yunanistan'a, Libya'dan Karabağ'a, Ukrayna-Rusya Savaşı'ndan
Körfez'le ilişkilere kadar her alanda Türkiye...