Brüksel'e, AB'nin kalbine konulan bombalarla, bizim kalbimize Ankara ve İstanbul'a konulan bombalar aynı şeyi hedefliyor. Türkiye'yi ve AB'yi dizayn etmek. Bu büyük oyunun ne anlama geldiğinin ipuçları bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyada saklı. Büyük bir oyunun içinden geçiyoruz. Hepimizin merak ettiği soru şu: Bu oyunu kim kuruyor ve ne hedefliyor? Önce şu tabloya biraz daha yakından bakalım. Suriye'deki iç savaşı bir dizayn fırsatına dönüştüren süreç 2012'de Libya'daki ABD Büyükelçiliği'ne yapılan kanlı saldırıyla başladı. Arap Baharı'na destek veren Hillary Clinton, savunma bakanı, CIA başkanı dahil önemli bir ekip tasfiye edildi. Obama'yı etkisizleştiren büyük küresel güç, Ortadoğu üzerinden yenidünya düzenini istediği gibi şekillendirme fırsatını gördü ve düğmeye baştı. Proje birkaç koldan, devreye sokuldu. Hedef, Ortadoğu'da statükonun değişmesini durdurmak ve sorun çıkarma potansiyeli olan ülkeleri sindirmekti. DAEŞ tam da bu dönemde devreye sokuldu. Kafa kesen, İslam düşmanlığını körükleyen örgüt, elini kolunu sallayarak Musul'u aldı ve herkese savaş açtı. Hayalet düşman oluşturulmuştu. Amaç Esat'ın değişmemesini sağlamaktı. DAEŞ'in ilk işlevi buydu. Ama tek işlevi değildi.