Şu sıralarda koalisyon ihtimalleri kadar Çözüm Süreci de konuşuluyor. Daha çok da HDP konuşuyor.
HDP'nin işi kolay değil çünkü seçim sürecinde muhatap seçtiği CHP ve MHP umut vermediği gibi AK Parti'yi de kendileri düşmanlaştırdı.
Şimdi, sanki seçim sürecinde çözüm iradesini ortaya koyan başta Cumhurbaşkanı Erdoğanolmak üzere AK Parti'ye karşı bir "düşmanlaştırma" siyaseti izlememiş gibi davranmaları inandırıcı değil.
Bu noktaya da -bazı hatalarına rağmençözüm sürecini başlatarak siyasetin önünü açmak isteyen AK Parti değil tam aksine "pozisyon değiştiren" HDP getirdi.
HDP, bunu da silahlı güçlerin devreden çıkmasını İzleme Komitesi seviyesine indirip, Kobani üzerinden AK Parti'yi "yalanlarla düşmanlaştırma" kampanyası yürüterek yaptı.
O kampanyayı da, üçüncü göz olmak isteyen ABD'den ulusalcılara, Paralel Yapı'dan Doğan medyasına AK Parti karşıtlarıyla aynı safta durarak ve onlardan büyük destek alarak gerçekleştirdi.
Daha da ilginç olanı, seçim sonrasında da bu siyasetinden vazgeçmedi. HDP'li aktörler her fırsatta, CHP'nin ısrarla istediği CHPMHP- HDP koalisyonuna tam destek verdi.
Yani seçim tablosuna rağmen, HDP'liler kendilerini dışlayan, Meclis'te flu gören, çözüm sürecini "ihanet süreci" olarak niteleyen MHP ile bile bir araya gelmeyi içlerine sindirdi ama çözüm sürecini başlatan, hükümet kararına dönüştüren AK Parti'ye karşı "düşman"siyaseti izlemekten vazgeçmedi.
Şimdi aynı HDP Çözüm sürecinin devam etmesini istiyor. Bunu da AK Parti'yi düşmanlaştırdıkları için kimi muhatap alacağını bilmeden yapıyor.