Saat 20.55 İstanbul Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde bir
sahne...
Köprüyü tutan bir grup polisle vatandaş karşı karşıya gelir. Polis,
vatandaşların köprüyü geçmelerine izin vermek istemez ve o an
aralarında belki de tarihimizin en anlamlı sahnesi yaşanır.
Bir polis memuru sakin sakin açıklama yapar:
"Geri geçin şöyle, şu anda sizin sorduğunuz sorulara cevap veremem.
Benim yapabileceğim bir şey yok. Geri çekilin, yardımcı olun bize.
Ülkenin güvenliği için köprü kapatılacak. Trafiğe kapalı abi."
Vatandaşlardan biri de aynı sakinlikte sorar: "Ne yapacağız burada
mı konaklayacağız"
Polis memuru konuşmaya devam eder:
"Askerler yönetime el koymuş. Biz şu anda burada kesinlikle size
izin vermeyeceğiz. Eğer şunu diyen varsa, ben canıma güveniyorum
geçer giderim diyen varsa buyursun geçsin..."
İşte o anda, 15 Temmuz darbe ve işgal girişimini çıplak
bedenleriyle engelleyen halkın sesi yükselir:
"Aç abi ben geçerim"
"Evet, hadi ben de geçerim..."
"Arabalarla arabalarla hadi arkadaşlar geçelim..."
Bu sahne, şimdiki adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden Külliye'ye, Atatürk Havaalanı'ndan Marmaris'e, İstanbul Acıbadem'den Ankara'daki Kazan'a Türkiye'nin dört bir yanında yaşandı. Kimi tankın önüne yattı, kimi F-16'lara çıplak bedenleriyle direndi. Ve ortaya dünyada eşi benzeri olmayan muhteşem bir demokrasi destanı çıktı.
Dünya, İspanya'dan Venezüella'ya kadar halkların darbelere meydan okumalarına tanık oldu ama böylesi hiç görülmedi. O gece bir destan yazıldı.
Ölümün üzerine üzerine yüründü.
Bu, 1950'den bu yana darbelerle hayatı karartılan bir milletin darbelere, işgal girişimine karşı ortak direnişiydi. Bu destansı direnişi en çarpıcı biçimde Başkan Erdoğan anlatıyordu:
"Önünde, arkasında, sağında, solunda onlarca kişi vurulup düştüğü halde geri dönüp gitmeyi bir an bile aklından geçirmeyen, tam tersine bulduğu ilk fırsatta yeniden hainlerin üzerine yürüyen bu milleti kim durdurabilir? Hemen 3-4 metre ilerisine düşen kurşunlara aldırış etmeden yürüyen ve kendisine 'geri dön, yoksa öleceksin' diyenlere, şu cevaba bak; 'Bugün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz' diyen bir millete kim zincir vurabilir. Ah şu köprünün dili olsa da o gece burada yaşanan kahramanlıkları bir anlatsa." *** Bu destansı direnişin arkasında güçlü bir siyasi irade ve liderlik vardı. Başkan Erdoğan'ın darbelere karşı dik duruşu, demokrasiye inancıyla sürdürdüğü siyasi mücadelesi ve tarihi kahramanlıklarla dolu bu halkın feraseti, inançlı mücadelesi olmasaydı 15 Temmuz destanı yazılamazdı.
İkinci yılında 15 Temmuz şehitlerini ve gazilerini minnetle anıyor, unutmayacağımıza ve unutturmayacağımıza söz veriyoruz.