CHP'li Öztürk Yılmaz'ın Musul Başkonsolosu iken DEAŞ tarafından rehin alınması, kurtarılması, hızlı bir şekilde CHP'ye geçmesi, milletvekili olması ve yine hızlı bir şekilde bütün eski tecrübeli diplomatları ekarte ederek CHP'nin dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olması herkesi ama en başta da CHP'lileri şaşırtmıştı.
"Nereden çıktı bu adam?" diyenlerin sayısı hiç az değildi.
Ama daha şaşırtıcı olan, Yılmaz'ın geçmişindeki sırlar ve agresif davranışlarıydı. Bunlar soru işareti yaratıyor ve tepki alıyordu ama en son TSK ile birlikte Suriye'de teröre karşı mücadele yürüten ÖSO'yu "terör örgütü" ilan etmesi, Afrin Harekâtı'nı itibarsızlaştırması tepkilerin çığ gibi büyümesine yol açtı.
Ve "Kim bu adam, kime hizmet ediyor?" soruları doğal olarak
arttı. Bunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun şu sert
eleştirileri daha da derinleştirdi: "Bu zat, DEAŞ baskınında
'Başkonsolos ben değildim' diyen bir korkak. Ayrıca bu zat 15 gün
Avrupa Bakanlığı'nda görev aldı ve kovuldu. Onu da Volkan Bozkır'a
sorun, neden kovulduğunu." O soru TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı,
eski AB Bakanı Volkan Bozkır'a soruldu. Bozkır, cevabı Yılmaz'ın
kendisinin vermesi gerektiğini söyledi: "O zamanki AB Bakanı Egemen
Bağış'a Yılmaz için olumlu görüş verdim. Orada bir olay yaşandı ve
Yılmaz'ın görevine son verildi.