Son dönemde hiç de hafife alınmayacak ve dört koldan "iç
cephe"ye yönelik saldırılar yoğunlaştı. Kim ne derse
desin, bu saldırılar ABD ve Batı Bloku'nun Türkiye'yi sıkıştırma
operasyonundan başka bir şey değil. Çevremizi askeri üstlerle
kuşattıkları yetmiyormuş gibi içeride de toplumsal fay hatlarını
harekete geçirmek için her şey yapılıyor.
Suriyeli göçmenler, Kürt ve Alevi meselesi gibi bütün hassas
konulara dokunmaya da devam ediyorlar. Hiç vazgeçmedikleri şey ise;
Atatürk üzerinden toplumsal gerilim yaratmak. Bütün kaos
süreçlerine ve darbe öncelerine bakın en başat konu, Atatürk...
Bugünlerde yine bu konu öne çıkartılıyor. En son askeri okullardaki
mezuniyet törenlerini izlediniz, hem Başkan
Erdoğan'ın "tarihi" konuşmaları
muhteşemdi hem de üç genç kızın üç harp okulunu birincilikle
bitirmeleri... O tarihi konuşmalardan cumhurbaşkanının şu uyarısını
hatırlatmakla yetinelim:
"İç kalemizde gedik açılırsa bunu
toparlamak meşakkatli olacaktır. Hepimiz bedel
öderiz."
Ne yazık ki biz bunları değil, üzerinde siyaset yapılmaya
müsait...