Yedili koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal
Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs yenilgisini geçici de olsa atlatmak
için hiç zaman kaybetmedi.
Önce muhalif seçmenin sorgulamaması ve öfkesini kendisine
yöneltmemesi için rotayı aşırı milliyetçiliğe kırdı. Elini masaya
vurdu, "vatan" kavramını öne çıkardı ve yaklaşık 6
milyon Suriyeli sığınmacıyı da yeni düşman ilan etti. Böylece bir
taşla birkaç kuş vurarak hem Sinan
Oğan-Ümit Özdağ
ikilisine selam yolluyor hem de öfkeli seçmenini diri tutmuş
oluyordu.
Tabii bu arada partisini de ihmal etmedi. Orada da CHP'lilerin
yenilgiyi sorgulamamaları için kişileri şeytanlaştıran bir yöntem
izledi. Herkes gecenin, yani yenilginin sorumlusu olarak
Onursal Adıgüzel veya Tuncay
Özkan'a saldırırken, siyaset mühendisliğiyle
yenilginin asıl sorumlusu Kılıçdaroğlu'na soru sormak kimsenin
aklına gelmiyordu.
Operasyon en azından ikinci tura gitmek için yeterliydi.
Ancak bütün bunlar bile CHP tabanındaki veya muhalefet seçmenindeki
hayal kırıklığını gidermeye, gerçeğin saklanmasına yetmedi ki,
Kılıçdaroğlu...