Dağlıca ve Iğdır'daki terör saldırılarıyla çılgınlaşan PKK'ya
karşı toplumun tepki göstermesinden daha doğal bir şey yok. Ama o
tepkilerin kime yöneltildiği ve nasıl olduğu çok önemli. Büyük
şehirlerdeki bir Kürt vatandaşa veya HDP örgütlerine yöneltilen her
saldırı tam da PKK'nın ve Türkiye'yi kaosa sürüklemek isteyenlerin
istediği şey.
Bu tuzağa düşülmemeli. Çünkü terörle sonuç almanın sonuna gelindi.
Şu olanlara bir bakın. Suriye'de zemin kaybeden, Türkiye'de HDP
üzerinden elde edilen siyasi başarıyı heba eden PKK ne yapıyor?
Silahların miadının dolduğu, demokratik mücadele döneminin
başladığı bir dönemde yine kan döküyor.
Oradan buraya dönmek bir çılgınlık... Böyle olduğu için bölge
insanı destek vermiyor. Yıkılan köprülerine sahip çıkıyor, ölümlere
karşı tepki gösteriyor. Bu yüzden AK Parti düşmanlığıyla gözleri
kararan bazı medya gruplarının desteğine, aydınların algı
operasyonlarına rağmen PKK, HDP ile birlikte güç ve
itibar kaybediyor.
İşte tam bu noktada bir bakıyorsunuz, ülkenin Batı yakasında bazı
güçler sokağa iniyor. En başta da MHP ve çevresi. Bu da, uzun
zamandır planlanan ve satır aralarında dile getirilen "darbe
dinamiği"nin harekete geçtiğini gösteriyor. Devreye "sıkıyönetim"
talebinin girmesi de hayra alamet değil. Değil çünkü MHP de HDP
gibi 7 Haziran sonrası siyaset üretmeyerek, her şeye "hayır"
diyerek irtifa kaybediyor.