15 Temmuz'un bir yılını geride bıraktık.
Geçen bir yılda, iki şey çok net ortaya çıktı. Hem 1950'den beri
önü sürekli darbelerle kesildiği için demokrasi ve tam bağımsızlık-
la buluşamayan bir halkın "son vuruşu"nun önemini gördük, hem de
darbeci zihniyetin içeride ve dışarıdaki devasa gücünü...
Bu güç nedeniyle dışarıdakilerin saldırısı sürdüğü için
içeridekiler de emellerinden vazgeçmiş değil. Özellikle içeride,
solun başını çektiği, aralarında eski merkez sağcıların da olduğu
muhalefet cephesi, 15 Temmuz şehitlerine, gazilerine sahip çıkıyor
gibi görünerek inanılmaz bir "operasyon" yürütüyor. Ve en
tehlikelisi bunu bilerek yürütüyorlar.
Bunun adalet veya demokrasi adına yapılıyor olması sadece bir
aldatmaca.
Yaşadığımız gerçeği artık başta CHP'ye oy veren milyonların ve
kendisini sosyal demokrat veya sol diye niteleyenlerin ve düne
kadar "tam bağımsızlık türküleri"yle yürekleri titreyen kesimlerin
görmesi gerekiyor.
Bu önemli çünkü bugün Batı'ya bakın, Almanya'dan Avusturya'ya kadar
çok sayıda AB ülkesinde akıl almaz bir Türkiye düşmanlığı
yapılıyor. Bu düşmanlık sadece mevcut iktidarın yanlışlarıyla
açıklanamaz.
Burada başka bir gerçek var.