Çözüm Süreci'ni kim bitirdi? Çok basit bir soru ve cevabı da net
olmalı. Bunun için çözüm süreci tarihine, Dolmabahçe Mutabakatı'na
yeniden dönmeye gerek yok.
O tarih döküldüğünde, Kandil ve HDP siyasetinin çözüm sürecini
sabote etmek için akla hayale gelmeyen şeyler yaptığı biliniyor.
Onların bir devamı olarak son noktayı da 10 Temmuz 2015'teki
bildirisiyle KCK koydu. KCK, 20 Temmuz'da Suruç'taki patlamadan
sonra bir astsubayı ertesi gün de iki polisi katlederek çatışmayı
başlattı.
Peki, hâlâ nasıl oluyor da başta HDP olmak üzere bazı aydınlar,
CHP'li bazı siyasiler, Paralel Yapı, Cumhuriyet ve eski Türkiye
medyası hâlâ devleti daha doğrusu AK Parti'yi suçlayabiliyor? Bunda
klasik sol yaklaşımın etkisi var ama buna birkaç yıldır bir şey
daha eklendi: Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı... Bunun nedeni
de hiç kuşkusuz Türkiye'nin köklü değişimi. Her şey bunu durdurmak
için yapılıyor.
Gezi'den bu yana sürdürülen yalan ve algı operasyonlarının amacı
bu. Bu düşmanlık, dün çözüm sürecine, ölümüne karşı olan Paralel
Yapı'yla, Cumhuriyet'i, bazı aydınları, HDP'yi bir araya getiriyor,
hatta PKK'nin saldırılarını bile görmezlikten gelmelerine yol
açıyor. Siyaseti asıl kirleten ve siyaset alanını daraltan gerçek
bu.
Bu gerçek, görmezlikten gelinerek yapılan siyasi analizler de barış
çağrıları da etkili olmaz. Bu açıdan çatışmaların başlamasıyla
kaygılanan aydınların "barış çağrısı" yapmaları önemli ama gerçeği
de eğip bükmemeleri gerekiyor.