PKK-HDP hattı, Türkiye'deki sol ya da Paralel müttefikleriyle birlikte Kürtleri nasıl ölüme sürüklediklerini gizlemek için artık her yolu deniyor.
Medya ve aydınlar yoluyla sürekli yalan üretiliyor. Tıpkı dün üretilen "DAEŞ'i (IŞİD) Türkiye destekliyor" yalanı gibi...
Bugünlerde ondan söz eden var mı?
Yok...
Şimdi yeni yalanlara, 7 bini aşkın Kürt gencinin ölümüne neden olan "Çukur siyaseti"ni başkalarına yıkma yalanına ihtiyaç var. Onu da devreye soktular.
Geçen yıl "Devrimci halk savaşı"nı duyuran Bese Hozat birkaç gün önce şu açıklamayı yaptı: "Sur, Cizre, Nusaybin ve Yüksekova'yı KDP/ Barzani yıktı." Barzani'yi kendilerinin başlattığı bir yıkımın sorumlusu ilan etti. İnanılır gibi değil ama Kandil'in böyle kaba bir yalana sarılıyor olması herhalde artık yolun sonuna gelindiğini gösteriyor.
Oysa gerçek bunun tam tersi... Onu da Mesud Barzani'nin geçen yıl 10 Aralık'taki Ankara gezisinden biliyoruz. O gezide Barzani, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ başkanlığındaki bir HDP heyetiyle de görüştü.
O heyette Leyla Zana, Mir Dengir Fırat, Osman Baydemir, Ahmet Türk gibi isimler de vardı.
O toplantıda ne konuşulduğuna gelince...
Basına yansıdığı kadarıyla Barzani, HDP'den o günlerde giderek yükselen Hendek siyasetinden vazgeçilmesini istedi. Hatta Bağdat yönetimiyle çatıştıkları dönemde bir şehri almak istediklerinde babası Molla Mustafa Barzani'nin nasıl karşı çıktığı örneğini verdi:
"Doğru strateji olmaz. Sonradan müdafaa edemeyeceğiniz bir yere girip işgal etmek, hem oradaki halka hem de işgal edene zarar verir." Yani Barzani, çukur siyasetiyle insanların ölmesini ve şehirlerin yıkılmasını istemedi.
Peki, HDP heyeti ne cevap verdi? İşin ibretlik yanı tam da burası...