İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, önce yapraklara alkışlattığı
İstanbul Silahtarağa'daki "İleri Biyolojik Arıtma
Tesisi" projesinin temel atmama törenini yaptı, çevre
hassasiyeti yüksek ünlü sanatçılardan hiçbirinin sesi çıkmadı.
Sonra İstanbul Dolmabahçe'den Ortaköy'e uzanan hattaki tarihi çınar
ağaçlarını "kanser" diye kesti, o sanatçıların yine sesi
çıkmadı.
Ama ne zaman bu ülke kendi doğal kaynaklarını, altınını, kömürünü
veya başka bir madenini çıkarmaya kalksa o sanatçılar hiç
susmadı.
Hatta "üç-beş
ağaç" bahanesiyle Sorosçularla birlikte hükümeti
yıkmaya bile kalktılar.
Böyle çok sayıda eylemde gördük onları. Tarkan da
onlardan biriydi.
İlginçtir, Tarkan'ın gündemi ile CHP'nin gündemi sık sık
örtüşüyor. Bugünlerde CHP ve foncu medyanın gündeminde zeytin
ağaçları var. Bir süre önce madencilikle ilgili çıkan ve çok hassas
kuralları olan bir yasa nedeniyle yer gök inliyor. Sanki
Türkiye'nin bütün zeytin ağaçları kesilecek. Oysa gerçek
böyle değil, zorunlu kalındığında yapılabilecek bir şey öyle
sunuldu ki hem madencilik hem de çevre konusunda tarihi adımlar
atan hükümet düşmanlaştırıldı.
Şarkıcı Tarkan da kampanyaya katılıyor ve şöyle
diyordu:
"Zeytinliklerimizin kıyımı başladı. Ne desek, ne yapsak yine
kulak asan olmadı. Zeytin ağaçlarımız katlediliyor. Çok
üzülüyorum. Yazıklar olsun."
Bir sanatçının çevre hassasiyeti elbette önemli, ancak çifte
standart uygulamamak ve ülkenin maden ihtiyacı gerçeğini bilmek
koşuluyla...
Bu gerçek nedeniyle Prof. Atilla Yayla, Tarkan'a şu
tepkiyi verdi: