Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump'la telefon
görüşmesinin bölge siyasetini derinden etkileyeceği beklentisi
hayli yüksek.
Çünkü bu görüşmenin olumlu veya olumsuz geçmesi, bölgedeki derin
hesapları değiştirecek, taşları da yerinden oynatacak.
Nasıl geçtiğini ve sürecin nasıl seyredeceğini önümüzdeki
görüşmeler belirleyecek. Ancak hem görüşmenin gerçekleşmesi, hem de
görüşmenin hemen ardın- dan CIA Başkanı Mike Pompeo'nun Ankara'ya
gelmesi bir ilk adım olarak, Türkiye lehine olumlu bir sinyal
olarak yorumlanıyor.
Bunu kimlerin rahatsız olduğundan çıkarmak da mümkün. Bu konuda
başı FETÖ'nün çektiği çok açık. FETÖ'nün ABD iç siyasetinde en
azından moral olarak derin bir yenilgi aldığı biliniyor. Her an
ABD'de bir operasyon korkusu yaşadıkları gibi, Türkiye'yle ikili
görüşmelerden de rahatsızlar.
İkinci grup rahatsızlar, PKK-PYD hattı. Onların da geleceği,
bölgede bir aktör olarak var olup olmamaları, bu sürecin gidişatına
bağlı. Obama veya Clinton'la kıyaslandığında Trump'ın gelişi onları
da hayal kırıklığına uğrattı.
En ilginç rahatsızlık tepkisini ise İran'ın derin devlet aklını
yansıtan bir internet sitesi verdi: "Trump, ilk telefon
görüşmesinde Erdoğan'ın ümidini kırdı."
Tabii bu sitenin 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbeyle
devrildiği haberini 'keyifle' verdiğini de unutmayalım. FETÖ ve PKK
çevresinin süreci kaygı ve korkuyla izlemesi İran derin aklının ise
görüşmeleri negatif yansıtması, Türkiye-ABD ilişkilerinin olumlu
gelişeceğine işaret. Ama bu, sorunsuz geçeceği anlamına da
gelmiyor.
Trump ekibinin "Radikal İslamcı Terör" yaklaşımıyla bütün bir
coğrafyayı nasıl zan altında bırakacağını ileride göreceğiz. Ama
kısa vadede FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi ortak çözüm üretilecek konular
var. Bu konulara nasıl bakılacağının ipuçları da dün Ankara'ya
gelen CIA Başkanı Pompeo'nun görüşmelerinde saklı.