Türkiye'de öyle güçlü bir bürokratik vesayet sistemi var ki,
birini aşsanız öteki karşınıza çıkıyor. Bu yüzden sadece askeri
vesayetle değil, onu da içine alan güçlü bürokratik vesayetle karşı
karşıyayız.
Askerden sonra en görünür olanı yüksek yargı vesayetiydi...
Darbecilere hukuk danışmanlığı yapan, Türkiye'yi partiler
mezarlığına çeviren, asker çağırdığında brifinglere koşan ve 367
garabetiyle sistemi kilitleyen bir yüksek yargımız vardı halen de
etkili.
Devlet organizasyonundaki durum da farklı değil. En tepedeki
müsteşardan tapu memuruna, validen bucak müdürüne her kademede
farklı ve güçlü bir bürokratik yapı var.
Oluşturdukları vesayet daha çok sorun çözerek değil üreterek
karşımıza çıkıyor.
Son yıllarda askeri vesayeti biraz geriletilirken bürokratik
vesayet büyük oranda olduğu gibi duruyor.
Böyle olduğu için de 11 yıl başbakan, bir yılı aşkın biri süre de
devletin başında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan bile sık sık
bürokrasiden şikayet ediyor.
Aynı şikayeti devleti uzun yıllar yöneten rahmetli Turgut Özal ve
Süleyman Demirel'den de duyduk.
Bu durum sadece ekonomik kalkınmanın önünde bir engel değil, aynı
zamanda demokrasinin kurumsallaşması ve derinleşmesi önünde de bir
engel.
Çünkü demokrasi hesap verebilen, açık yönetim demektir. Oysa bu
durum bürokrasinin işine gelmez. Bürokrasi gücü ve bilgiyi
paylaşmaz.
Ülkenin verilerini bile maaşını aldığı milletten saklar.
Aslında dünyada birçok ülke bu türden klasik bürokrasiyle
uğraşıyor. Ama Türkiye'nin başındaki bürokratik bela çok daha
farklı, Türkiye'de devletin kılcal damarlarına kadar sızan
ideolojik bir bürokrasi var... Geçmişte ağırlıklı olarak İttihatçı
-Kemalistti, bugün ise Cemaatçi...
Önceki gün valiler kararnamesiyle ilgili yazdığım "Paralel
Kaymakamlar ve Bürokrasi"ye ilişkin uyarı yazım ciddi tepki
aldı.
Kanayan bir yaraya dokunduk ki, hem öfkelenenler, hem de
destekleyenler çoktu. Özellikle FETÖ'cü bürokratik yapı
yanlılarının öfkesi dinmek bilmedi.
Kızmakta haklılar çünkü buzdağının görünmeyen kısmına dokunduk.
Ankara'da veya görünür alanlarda FETÖ'cü yapıya karşı ciddi bir
mücadele yürütüldü ve bazı etkili yerlerden uzaklaştırıldı ama hala
devletin önemli makamlarında, bakanlıklarda, genel müdürlüklerde,
valilikler ve kaymakamlıklarda ciddi bir kadro var ve kendilerini
de pek gizlemiyorlar.