Uzun süredir beklenen valiler kararnamesi nihayet 50 ile yeni vali atamasıyla gerçekleşti. Bu kararname, birçok yönüyle, özellikle de 20'ye yakın il valisinin merkeze alınmasıyla ve ilk kez kadın vali sayısının 3'e çıkmasıyla konuşulan bir kararname oldu. Bu kararnameyle merkeze alınanlar arasında ve özellikle Güneydoğu'da sorun çıkartan valiler olduğu biliniyor. Ancak asıl sorun, valilerin de ötesinde bürokrasideki "paralel" tehlike. Bunun Türkiye'nin en zor meselesi olduğunu son 3 yılda gördük. Bu üç yılda önemli adımlar atılmasına rağmen, hâlâ özellikle de taşra bürokrasisinde ciddi bir tehlike olduğu biliniyor. Bu açıdan belki de en sıkıntılı bölge Doğu ve Güneydoğu... Geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır gezisiyle ilgili yazımda, sadece bir cümleyle o bölgede yaşanan bürokrasideki "paralel" sıkıntıyı dile getirince onlarca mail aldım. Aslında bu gerçeği herkes biliyor ama nasıl bir yol izleneceği bilinmiyor. Çünkü siyasete tuzak kurabilecek kadar kılcal damarlara sızmış, her yolu mubah sayan, açıktan savaşmayan ve her koşula uyum sağlayan "sinsi" bir yapı söz konusu. Bu yapının, yıllarca devletin kılcal damarlarına sızdığı, belli alanları ele geçirdiği biliniyor. Çok da yazıldı. Hatta KPSS sınav sahtekârlıklarını açığa çıkartan operasyonlarla gerçeği bütün çıplaklığıyla gördük.