Bir makama ulaşmak için siyasilerimizin her gün kalp atışlarını
bir dinleyebilseniz…
Aslında dinliyorsunuz.
Siyasilerin tarafında veya karşısında olanlar, ekranlarda ve gazete
köşelerinde, meydan mitinglerinde bağırıp çağırmaları, hep onların
kalp atışlarının hoparlörleridirler.
Eskiden domdom kurşunu gibi laflardan kendilerini korurlarken
şimdilerde kurşunlardan, zehirlenmelerden, tutuklanmalardan
korunmaya çalışıyorlar.
Hayat zor. Hedef tatlı, yol dikenli. “Kısa yoldan zengin oldu”
dediklerinizi bir araştırın bakalım. Karşılığında neler verdiğini
bir öğrenin. Alın teriyle kazananları görürüz biz ve onun çektiği
zahmete acırız. Dünyada hiçbir kimse makamı, rütbeyi, serveti,
şöhreti kolay kazanmıyor.
Ama hocam yağcılar! O yağcıların, güneşe göre yüz çevirenlerin…
Neler kaybettiklerini bir bilseniz. 24 saat onlarla bir hafta
beraber bir kalsanız. Dayanamazsınız. İşkencecinin biri, sizi
askıya assa da, her saat başı bir çiğnemlik etinizi kesse nasıl acı
duyacağınızı hayal bile edemezsiniz ya, işte onlar da kimlik,
kişilik, şahsiyet, namus ve adamlıklarından her gün değil, her saat
değil, her dakika nelerin kesildiğini ve nasıl çiğnendiğini bir
bilseniz.
İnanmadığınızı devamlı söylemek, yeminler etmek, her gönderilen
yerde o inanmadığınızı anlatmak kolay iş mi?