Çaresiz, çareyi en kutsal emanet olarak gönlünde taşır.
Ama ağzına gem vurulmuştur, çaresiz çırpınmaktadır.
Çaresizken çırpınan bir adamın eli, yüzünüze tokat gibi dokunsa, o çaresize kızmayın.
O ne yaptığını bilmez ki.
Çıkarlarımız çaresiz kılıyor bizi.
Çıkarlarımız çıkarıyor bizi biz olmaktan.
Dünyayı büyütüyoruz gözümüzde.
Ahiret küçülüyor gönlümüzde.
Dostu küçültüyoruz, düşmanı büyütüyoruz
Dostlar içinden düşman üreterek çaresizleşiyoruz.
Hani beş maymun denemesi vardı, beş maymunu bir odaya koymuşlar. Tavana da bir salkım muz asmışlar.
Maymunun biri hemen sıçramış muza doğru. Tazyikli bir su onu yere vurmuş.
İkinci maymun atlamış muza doğru yine tazyikli su yere çarpmış maymunu. Beş maymun da hücum etmiş muz salkımına beşi de yere serilmiş.
Derken maymunun birini almışlar odadan ve yeni bir maymun koymuşlar.
Yeni gelen maymun muz salkımına atlamaya çalışırken dört arkadaşı onu dövmüşler.
Islak dört maymundan birini daha almışlar yerine yeni bir maymun koymuşlar.
O da saldırmış muz salkımına ama diğer dört arkadaş onu dövmüşler.