Filozof, ayakkabısını tamir ettirmek için dükkâna girer. Tamirci
“Yarım saat sürer” der ve eski bir ayakkabıyı filozofun ayaklarının
önüne bırakır ve “Şimdilik bunları giy de ayakların üşümesin”
der.
Filozof, “Bunlar giyilmiş eski bir ayakkabı, giymem” deyince,
Tamirci, “Baba sen ne iş yaparsın?
“Ben filozofum” deyince tamirci, “Baba on bin yıllık kokmuş,
çürümüş, binlerce filozofun ayağı altında ezilmiş fikirleri kafanın
içine alıyorsun da eski ayakkabıyı ayağının dışına neden almazsın?
Deyince filozofluktan istifa etmiş.
Pakize Suda’nın bir makalesinden:
http://www.hurriyet.com.tr/cisteki-mucize-4828428
“Çişteki mucize”
Pakize Suda
29 Temmuz 2006 Hürriyet
“Vallahi benim cüretim değil başlık. Bir kitabın adı.
1995 yılında Doğan Kitap basmış. Yazarı Carmen Thomas, çeviren
Leman Çalışkan.
……..
Mesanemizin bir çeşit «Ev eczanesi» olduğunu belirtiyor yazar. Ve
diyor ki, «İdrardan yararlanma konusunda benim asıl inancım doğada
hiçbir zaman süprüntü (atılacak şey) üretilmediğidir. Her şey bir
dolaşım içinde geçer.»
………….