Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti hareketinin son 16 yıllık hikayesi hakkında birçok şey söylendi. Son 250 yıla damga vuran sancılı bir dönüşüm sürecinde, birbirine karşı konumlandırılmış iki ana hattın, yani Batıcılar ile muhafazakarların parçalı ülke/dünya/tarih algılayışında normalleşme imkanının AK Parti sayesinde ortaya çıkmış olması ise benim en önemsediğim bölüm.
Bugün ne kadar perdelenmeye çalışılıyorsa da, AK Parti hareketi sadece muhafazakarların değil, çeperde tutulan Kürtlerin, varoşların, azınlıkların, özgürlükçü solun ve tüm rezervlerine karşın Alevilerin siyasi gurbetini bitirme girişimiydi. Tüm açılımların ana gayesi buydu.
Elit iktidar ve vesayet odaklarının canlarını oldukça yaktıkları bu kesimlerin ülkeleri ile yabancılaşmasının toplumsal bir felakete savrulmadan onarılmasında, siyaseti merkeze alan barışçı bir hareketin başarısı, aynı zamanda elitlere onurlu bir yenilgi imkanını da bahşediyor