Geçen hafta, Özgecan Aslan'ı vahşice öldürdüğü için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Ahmet Suphi Altındöken ile oğluna yardım ettiği için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Necmettin Altındöken Kürkçüler Cezaevi'nde vuruldu, oğul Altındöken kaldırıldığı Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Durumu en iyi ifade eden Özgecan’ın hikmet sahibi anne ve babası oldu. Özetle, “Ne sevindik ne de üzüldük” diyorlardı. Peki toplum vicdanı rahatlamış olabilir miydi? Baba Mehmet Aslan’a da bu soru sorulmuştu. Cevabı ise Hz. Süleyman’ın hikmetini hatırlatıyordu. “Şunun tespitini yapabilmiş olsaydık, bu olabilirdi. Bu dünyada sadece 3 tane kalbinde kötülük taşıyan vardı ve onlar yok edilerek dünya kurtuluşa erdi. Ama maalesef böyle değil, daha çok var. Şimdi bunların hepsini öldürelim mi? Ne yapalım? Bunlar Mars'tan gelmediler. Bunlar da bir annenin, bir babanın, bir dayının, bir amcanın çocukları ve yeğenleriydi. Bugün anneler, babalar, dayılar, amcalar, teyzeler, halalar sadece kendi çocuklarını, kendi yeğenlerini korumak yerine, biraz da diğer çocuklara, garip, boynu bükük, yetimlere biraz da sahip çıkarlarsa, 'bana değmeyen yılan bin yaşasın' dedikleri o yılan bir gün kapılarını çalmaz. Aksi takdirde çalacaktır.”