Markar Esayan Akşam Gazetesi

Anayasa reformuna Evet, kontrollü koltuğa Hayır...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aslında kendisinin ve partisinin eleştirilmesinden şikayet ederken bundan gizli bir memuniyet duyduğu ortada. “Kemal Kılıçdaroğlu ne...

10 Nisan 2017 | 295 okunma

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aslında kendisinin ve partisinin eleştirilmesinden şikayet ederken bundan gizli bir memuniyet duyduğu ortada. “Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı size” derken, siyasetin merkezinde rol alamamış bir kişinin gizli memnuniyetini hissetmek mümkün.

Oysa, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın CHP Genel Başkanı’nı eleştirmesinin nedeni, CHP’nin kaset operasyonu ile kurumsal olarak çizgisinden kayması, ülke çok hassas dönemlerden geçerken, ana muhalefet partisininin izlemesi gereken yerli ve milli çizgiden uzaklaşmasıdır.

Yani onun durumu, bir türlü dikkati çekemeyen bir çocuğun vazoyu kırmasına benziyor.

Pozitif bir siyasi rekabet içinde etkili eylem, hizmet ve söylemler üreten bir politik figürün gündem olması ile çok farklı bir durum bu.

Kılıçdaroğlu bir TV kanalında “Neden Adil Öksüz tutuklanmadı? MİT’e çalıştığı için mi?”türünden bir söz söylemişti.

MİT’in cevabı hak ettiği ilgiyi medyada görmedi. Oysa MİT Kılıçdaroğlu ve CHP’ye yenilir yutulur bir cevap vermemişti. O cevap şöyleydi:

“FETÖ/PDY örgütü tarafından dile getirilen mesnetsiz iddiaların, ana muhalefet partisi tarafından da dillendirilmesi, FETÖ/PDY mücadelesine olumlu bir katkı sağlamadığı gibi milli güvenliğimize de zarar vermektedir.”

Bu bir ana muhalefet partisi için çok ağır bir durum. Ama haksız da değil. Çünkü bu türden MİT’e dönük suçlamalar hep FETÖ kaynaklı oldu. Tıpkı MİT TIR’larının FETÖ elemanları ile durdurulması ve bunun Türkiye’nin DEAŞ’a yardım ettiği konusundaki propagandaya altlık olması gibi…

O propaganda neticesinde, 6-7 Ekim Kobani olaylarının psikolojik altyapısı geliştirilmiş, Türkiye’nin Suriye konusunda elinin kısa kalması sağlanmıştı. Türkiye’de bir etnik/mezhepsel sıkıntı yaşanması için yapılan bir operasyondu bu.

CHP ve lideri, 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” de dedi ki, bu bir milletin en önemli değerlerini hedef almaktı. Kamuoyu vicdanını çok ciddi yaraladı.

Bu söylemeyi hiçbir kitle partisi lideri normalde göze alamazdı. Olup olmadık iddialarla böyle bir dönemde ülkenin ortak değerlerini, kurumlarını yıpratmak da siyasi partilerin işi olamaz.

Bu yüzden, cumartesi günü Yenikapı ruhunun taptaze yaşamaya devam ettiğini gösteren büyük İstanbul mitinginde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kılıçdaroğlu kontrollü koltukta oturuyor” diyerek olayı harika şekilde özetledi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Keşke o kadar basit ve kolay olsa… 26 Eylül 2020 | 272 Okunma Model çok net… 24 Eylül 2020 | 377 Okunma Basit bir tartışma değil… 19 Eylül 2020 | 287 Okunma Beceremedin Macron… 17 Eylül 2020 | 495 Okunma Bana dostunu söyle... 12 Eylül 2020 | 2.004 Okunma