Eğer İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını Recep Tayyip Erdoğan’ın kazandığı 1994 yerel seçimlerini baz alırsak, ülkenin seçkinlerinin bu siyasi harekete verdikleri iki tür cevap/tepkiden bahsedebiliriz.
İlki gayrimeşru, ikincisi ise siyasi/meşru olandır şüphesiz.
Birinci tür tepkiye örnek öncellikle 28 Şubat Postmodern Darbesi’dir. Görülebilecek en aşağılık darbe türlerindendir. Sadece cunta değil, üniversiteler, sendikalar dahil iş dünyası kuruluşları, boy boy STK’lar ve şüphesiz medya bu iğrenç işte başrol için çekişmişlerdir.
Sonrasında AK Parti dönemi başlamış, “zinde güçler” de hareketlenmiştir. Bayrak mitingleri, darbe planları, 367 krizi, 27 Nisan asker muhtırası, yüksek yargı muhtıraları gibi sayısız örnek saymak mümkündür.
İkinci hat, yani meşru/siyasi tepki kulvarı daha zayıf bir hikâyeye sahiptir. CHP’ye 2010’a kadar Baykal zihniyeti hakimdir ki, bu zevat 27 Nisan muhtırasına olumlu yaklaşıp, 2007’de AK Parti adayına “Oldurtmay