21. Yüzyıl'ın şartları belirlenirken, kolonyal düzenin
biriktirdiği tüm cerahat Suriye'de patladı.
Neden böyle oldu söyleyeyim, çünkü tüm hegemon veya hegemon olmaya
aday ülkelerin menfaatlerinin en az zarar görerek kapışabileceği,
ya da doğrudan güç gösterisine girişebileceği münasip yer
orasıydı.
Kabil yine Habil'i öldürüyor ve toprak masum kanlarıyla sulanıyor.
Kabil, kardeşinin Allah önünde daha makbul olduğunu görerek
öfkelenmişti ve özeleştiri yapmak yerine, iyi işler yapan kardeşini
ortadan kaldırarak hegemon (tek) olmayı seçti.
Daha sonra, kardeşinin nerede olduğunu soran Rabbi'ne verdiği cevap
çok ilginçti. “Ben kardeşimin bekçisi miyim?”
Bencilleşmenin veya tersinden bireycileşmenin bir ifadesiydi
bu.
Suriye, bugün Rusya'nın Hazar'daki gemilerinden Suriye'yi
vurabildiğini göstereceği bir Habil ülkesidir.
Arada kısa kalıp İran'ı da vurabilirsiniz, o kadar hata olur.
Her Kabil, bir sonraki Habil'dir çünkü...