Dünya hâlâ 1. Dünya Savaşı’nın etkilerini yaşar, bu emperyal zihniyet kendisini yenilemeye ve tahakkümünü daha “çağdaş” yöntemlerle sürdürmeye çalışırken, yeni dünya düzeninin nasıl olacağıyla ilgili amansız mücadele devam ediyor.
1. Dünya Savaşı’nın emperyal saldırısı neticesinde bedeli milyonlarca Osmanlı vatandaşı ödedi. Bunların arasında Ermeniler de vardı. O son refleks olmasaydı, bu millet 15 Temmuz’da olduğu gibi, Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Laz’ı, Kafkasyalısı, Ermeni’si, Rum’u vd. ile Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda ülkesini canı pahasına savunmasaydı, bugün hepimiz uydu devletlerin içindeki azınlıklar olarak bir kan gölünde yuvarlanıyor olurduk.
Yaşayan insanların tehcir şartlarını hazırlayanlar, bir yüzyıl boyunca da onların ölümünü Türkiye üzerinde kendi emperyal amaçları için kullanmaya devam ettiler. Bu utanç verici bir durumdur. Parlamentolar önünde “soykırım” dilenciliği yapmak adalet sağlamaz, ataların hatırasına karşı büyük bir sorumsuzluktur.
2014 yılından beri dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın inisiyatifiyle 24 Nisan’da Ermeniler hem hayatını kaybeden atalarını anıyorlar hem de devletin en tepesinden gelen başsağlığı mesajını dinliyorlar. Milyarlarca lira değerinde el konmuş vakıf mallarının iadesini burada anmayı yersiz bulabilirdim ama bu maldan ziyade, Ermenilerin bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğu gerçeğinin altını çizdiği için ve adaletin tesisi, zihniyet devrimi adına takdir edilmesi gereken önemli bir unsurdur.
Geçtiğimiz 24 Nisan’da da Cumhurbaşkanımız bir taziye mesajıyla cemaatimizi yine yalnız bırakmamıştır. Gören gözler, işiten kulaklar için bunlar çok değerli adımlardır. Kendisine gönülden teşekkür ediyorum.
Şimdi bu mesajı bir kez daha okuyalım ve okumayanlara, duymayanlara ulaştıralım.
Türkiye Ermenileri Patrik Genel Vekili Sayın Aram Ateşyan,
Çok Değerli Ermeni Vatandaşlarım,
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Birinci Dünya Savaşı’nın zor şartlarında hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerini bu yıl da saygıyla anıyor, torunlarına taziyelerimi sunuyorum.