1943 yılında Nazilerin yenileceğini müttefikler artık biliyordu ve bu tarihlerden sonra önemli olan Almanya’nın ne kadar daha savaşabileceği değil, savaşın bittiği gün hangi müttefik ordusunun sahada hangi büyüklükte bir alanı kontrol ediyor olacağıydı.
Avrupa’yı dikey olarak ikiye bölen bir çizgi fiili olarak çoktan kabul görmüş ve bu çizginin doğusunda kalan ülkeler Stalin’e bırakılmıştı.
Bu durum her savaşın genel kaidesidir. Savaşın nihayeti aşağı yukarı kestirildiğinde muzaffer ülkeler ganimeti paylaşmak üzere kendi aralarında anlaşmalar/çekişmeler yaşar. Hatta yenenler daha sonra ganimet için kendi aralarında savaşabilirler bile. NATO, Stalin’in Kıta Avrupası ve kuzey ülkelerini işgal etme olasılığı için kurulmuştur. (Oysa böyle bir olasılık yoktu. Stalin arkası boş izlenimler vererek ABD’yi hegemon devlet yapmıştı.)
Suriye’de savaşın daha ne kadar süreceği de bu kurala tabidir. Suriye’de bulunan ABD ve Rusya gibi ülkeler gong çaldığında en avantajlı durumda olmadıkları sürece o savaş bitmeyecek. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, şu an Suriye savaşının bitmemesi Suriyelilerin isteği/tercihi değildir.