Darbeci askerlerin ifadelerinden de görüyoruz ki, FETÖ’cülerden kimse “Biz AK Parti hükümeti ve Erdoğan ile anlaştık” türünden bir şey söylemiyor.
Çünkü Erdoğan, onların kapsayabileceği, o veya bu şekilde devşirebilecekleri bir siyasi değildi. Bunu anlamak uzun sürmedi. Zaten akıllı bir kişi, Erdoğan’ı tanıdığı anda pozisyonel, korkak veya tamahkâr bir politikacı olmadığını hemen anlar.
Ama bununla da kalmamıştı. Dönemin BaşbakanıErdoğan arka arkaya gelen gözaltı dalgalarını eleştiriyor, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasına şiddetle karşı çıkıyor, Dink cinayetinde kayırılan resmi görevlileri kapsayacak şekilde soruşturma açılmasını tavsiye eden BTK raporuna da “olur” imzası atarak işleme koyuyordu.
Geçen gün 15 Temmuz Darbe Komisyonu’na ifade veren Nedim Şener’in çok önceden ifade ettiği gibi, Dink cinayeti, Erdoğan’ı hedef almalarındaki en önemli kırılmalardan birisidir. Ama zaten Dink cinayeti Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında gerekli iklimi yaratmak için kurgulanan bir dizi kanlı olayın da en önemli halkalarından olmuştu.
Dink ve Hıristiyanların öldürülmesi, bu faili meçhulleri sözde aydınlatmak üzere başlatılacak davalara ABD ve AB desteğini de sağlayacak, arka planda devlet kurumlarına sızmak üzere yapılacak yargı zorbalıkları kamufle edilecekti. Nitekim öyle de oldu.
Nedim Şener komisyona şöyle ifade ediyor bu durumu: