Osmanlı ile başlayan yukarıdan aşağı Batıcılaşmanın, ülkeye 200
yıldır süren bir tarihsel çelişki soktuğunu, bu çelişkinin devlete
egemen olan Batıcı/laikçi bürokratik akım ile dindar halkı sürekli
karşıtlık içinde tuttuğunu yazdık.
Önce tespitlerimizi özetleyelim...
-Kabaca, 1908'den beri darbe süreci kesintisiz devam etmektedir. Şu
an sonuncusunu ve en demokratik görünümlüsünü yaşıyoruz.
-Batıcı/laikçi akım iktidarı/devleti ele geçirme amaçlı bir dar
kadro hareketidir.
-Bu nedenle her zaman “paralel” nitelikli olmuştur.
-Halka dayanmadığı için gayrimeşrudur.
-Gayrimeşru olduğu için, iktidarını, ideolojik tali kavgalar,
siyasi iktidarı sivile kapatan kronik sorunlar, halka yüklenen
angaryalar üzerinden tahkim eder.
-Halk ana soruna odaklanamaz.
-Vurucu güçleri aslen askeri değil sivildir. Kolejler elit
yetiştirir, bunlar bürokrasi, İstanbul sermayesi, medya, STK'lar ve
üniversitelerde istihdam edilir. (Eğitim şart söylemi bunu ima
eder.)