DAEŞ’in bir maymuncuk gibi Suriye haritasını istenen şekilde
çizmek üzere ya yaratıldığı ya da kontrol edildiği apaçık ortaya
çıkmadı mı?
Tüm analistler DAEŞ’i yönetenlerin çok zeki olduklarında
hemfikirler.
Yani örgüt aklının manipüle edilmesinden bahsedilemez. Örgüte hâkim
olan aklın kendisi bilinçli şekilde bu haritaya hizmet
ediyor.
Hollywood prodüksiyonlarını aratmayan kafa kesme, kafeste asker
yakma video kliplerini hatırlayın. Sürecin başında bu
ağır/sinematografik vahşet yüklemesiyle kabaca iki şey
oldu.
İlki İslam marjinalleştirildi. Yasak savar açıklamaları bir kenara
koyarsanız bugün Batı’da İslam’a yüklenen suni algılar kabul gördü.
Öyle ki, Batı’nın iki yakasında ırkçı/ayrımcı parti ve hareketler
merkezileşmeye başladı. Kimsenin Suriye veya bir başka gariban
İslam ülkesinde yapılan vahşete duyarlılığı kalmadı.
Bu durum harita çizmek için gerekli irrasyonel, antidemokratik
müdahalelere meşruiyet kazandırdı.
İkincisi ise Özgür Suriye Ordusu’nun direnme gücü kırıldı. Para/güç
DAEŞ ve PKK/PYD’ye aktığı için, DAEŞ’in vahşet gösterisinden sinen
ve destek bulamayan yerel halk ve savaşçılar adeta DAEŞ’e
yönlendirildi.
Böylelikle Esed (Nusayri), DAEŞ (Sözde Sünni) ve PKK/PYD (Sözde
Kürt) olarak Suriye’nin bütünlüğü üzerinde uzlaşamayacak üç düşman
gruba indirgendi savaş.
Bu üç grubun da birbiriyle bağlantılı oldukları, belirli bir yol
haritasına göre alan tuttukları gözleniyordu. PKK/PYD’nin ele
geçirmesini istedikleri Tel Abyad gibi Arap bölgelerini önce DAEŞ
işgal ediyor, sonrasında ABD destekli PYD bu bölgeleri
“özgürleştiriyordu”. PKK sınırın Türkiye tarafında “hendekistan”
inşa etmeye çalışırken, Suriye tarafında ona paralel bir terör
koridorunun ortaya çıktığını gözlemledik.