Batılılaşma hikayesinin en ciddi sonucu, memlekette iki toplumsal kesimi birbirine karşı konumlandırması oldu. Bu Batılılaşma acilci ve yüzeysel kaldığı kadar, iktidar mücadeleleri de bu eksen üzerinden yaşandı. Geleneksel halk kitlesi Osmanlıyı yıkanlar, Batıcı elit ise Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar şeklinde stereotipleştirildi.
Mesela geçen günlerde CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in, Meclis’te AK Parti’ye hitaben, “İşgal orduları geldiğinde sizinkiler kırmızı halı sererken bizim mavi gözlü de bakıp, ‘Geldikleri gibi giderler’ demişti” şeklindeki ifadesi, bu anlayışın seviyesi en dip yapmış tezahürüydü. Ama herhalde belli bir stratejiyi ifade ediyordu.
Oysa tarihin hiç de böyle yaşanmadığını biliyoruz. Bir kere Batıcılık o dönem henüz toplumsallaşmamıştı. Bilakis “İngiliz mi, ABD mandası mı?” şeklinde tartışma yürütenlerin geleneksel, dindar halkla alakası olmadığını da söyleyebiliriz. Padişah Vahdettin hakkında söylenenlerin de çoğu zırvad