Salı günü malumunuz Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde skandal bir karar alındı ve Türkiye bulunduğu izleme sonrası (post-monitoring) sürecinden 2004 yılında çıktığı izleme (monitoring) sürecine geri döndürüldü.
Bu kararı “Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi” adında bir raporun içine sokuşturdular. Bu AKPM tarihinde bir ilk... Türkiye’nin izleme sonrası (post-monitoring) süreci zaten bitmek üzereydi ve bu konuda bir rapor yazılacaktı. Yani normal statüye geçiş ile izlemeye geri dönüş arasında konsey bir karar vermek durumundaydı ve süreç tamamlanmak üzereydi.
Bu hamleyi geçen yıldan beri yelteniyorlar. Bu toplantıya kadar yoğun çabalarla gündeme alınmasını engelledik. Ama gündeme alınıp genel kurula geldiğinde işte orada zaten raporu oylayacak olanlara baktığınızda Ertuğrul Kürkçü, Filiz Kerestecioğlu modelinde birçok kişi var. Sizler birkaç tanesini gözlemci olarak tanıdınız. Hani PKK bayrağıyla poster çektiren, Hayır kampanyasına katılan şahıslar var ya, işte onlar o genel kurulda oy kullanıyorlar.
Ben yaptığım konuşmada hem AGİT hem de AKPM seçim gözlemcilerinin bir kısmının PKK sempatizanı olduğunu ve bu raporların tarafsız olamayacağını söylediğimde bundan hiç memnun olmadılar. İtiraz ettiler, hatta özür talep ettiler. Heyet Başkanımız Talip Özdemir “Elimizde kanıtlar var isterseniz sunalım” dediğinde de dut yemiş bülbüle döndüler.
Ama fark etmiyor... Bunlarda utanma yok. Avrupa değerleri PKK/FETÖ değerleri olmuş. Strasburg’un göbeğinde, kaldığımız otelin yakınında dün PKK’lılar kararı kutluyorlardı. Tüm Avrupa’da el üstünde tutuluyorlar ve biz de bu kurumlara değer atfediyoruz.
AKPM Avrupa Birliği kurumları ile karıştırılıyor Türkiye’de. AKPM bizim kurucu üye olduğumuz, içinde bulunduğumuz bir teşkilat. AB ise 54 yıldır kapısında bekletildiğimiz.
Ama önemli değil. Hepsi aynı zihniyette hareket ediyor. Yani AB’ye girdiğimizde ne olacağını içinde bulunduğumuz AKPM’den anlayabiliriz. Ya vesayetlerini kabul edeceksiniz ve başınızı okşayacaklar ya da omurgalı davrandığınızda hep birlik olup dövmek için üzerimize üşüşecekler. PKK’yı meşrulaştırıp, 15 Temmuz’u organize edecekler. Referanduma karışıp istedikleri hükümeti dizayn edecekler. Yapamadıklarında da böyle ucuz yollarla intikam almaya çalışacaklar.
Salı günkü kararın gerçek nedeni Türkiye’deki demokratik durum vs. değil. Referandum sonucuna, Fırat Kalkanı ve terörle mücadeleye tepki. Bu kadar basit.
Konuşma yapan İsviçreli bir parlamenter, laik düzenin koruyucusu ordunun darbe yapamayacak hale geldiğinden şikayet ediyordu. Bir diğeri de referandumda az bir fark olduğu için sonucun geçersiz olması gerektiğini ifade etti. Hani CHP’li Özgür Özel “Bu referandumda oylar sayılmaz tartılır” demişti ya, işte aynı kafa.
Değerli arkadaşlar, bu işleri büyütmeye de gerek yok. Avrupa artık hasta adam. Değerlerini tamamen kaybetmiş ama kibrinden asla taviz vermiyor. AKPM ve AB bir uygarlık projesi değil, bir vesayet aracı haline gelmiş. Türkiye yerli milli güçlü politikalar ürettikçe çileden çıktılar. Hele hele ayağımızdaki en büyük prangadan 16 Nisan’da kurtulunca iyice delirdiler.