Dünyada suların durulacağı, yeni düzen tezahür edince güneşli günlere ulaşılacağına dair bir beklenti varsa bence bu oldukça geçersiz bir ümittir. Geçersiz ümitler ise insanları ve toplumları sükutu hayale uğratabilir.
Hayatın ne olduğunu doğru tespit etmek oldukça önemlidir. Bir hayal dünyasında yaşamamak, gerçeklere bağlı kalmak ve bu gerçeklik içinde daha iyisine ulaşma çabası daha makul görünüyor.
Mesela Soğuk Savaş dönemi bir dengeydiyse, herhalde dünyanın iki süper güç tarafından paylaşıldığı, casus savaşlarının kol gezdiği, insanların sürekli bir nükleer savaş tehdidiyle yaşadığı, bölgesel savaşların eksik olmadığı bir dünya adına olumlu bir tablo çizilemezdi.
Hasılı dünya her zaman çok kanlı paylaşım savaşlarına sahne olmuş, acı ve gözyaşı eksik olmamıştır. Dehşetin dengesi olmaz. Pol-Potların, Ruanda/Bosna soykırımlarının yaşandığı bir “düzene” olumluluk atfedilemez.
Ben dünyanın bu düşmüş halini normal kabul edelim demiyorum tabi