Dün 1915 Ermeni tehcirinin 104. sene-i devriyesiydi. Hiç yaşanmaması gereken bu acı hadiseye bizim büyüklerimiz Medz Yeğern, yani Büyük Felaket adını vermişler. Bir de eklemişler: “O günler gitsin, bir daha da geri gelmesin...”
Hayatımızın büyük bir kısmı yası tutulmamış bu acının, bu acı üzerinden yaratılan düşmanlığın ve tabii ki masum insanların katledildiği ASALA cinayetlerinin travmasıyla geçti.
***
Bu durumumuza en güzel tanımı değerli dostum Hrant Dink bulmuştu: “1915 metre derinliğinde kör bir kuyuda debelenmek…” Onu öldürdüler. Emin olun, azılı bir Türk veya Ermeni düşmanı olsaydı öldürülmezdi. O, 2000 yılında şunu söylüyordu:
“Ermeni halkını hâlâ bir kuyunun 1915 metre dibinde tutmaya çalışanlar var. O travma içinde onu tutmak istiyorlar. Oysa bu halkın artık kuyunun ağzındaki ışığa erişmesi, bu kuyudan kurtulması lazım. Bunun için de birileri elini uzatmalı. Beni