Üç Eylül Perşembe günü, AK Parti'nin çağrısıyla, hem
birleştirilmiş Irak ve Suriye tezkerelerinin görüşülmesi, hem de
Anayasa'ya göre kurulan seçim hükümetinin bakanlarının yemin etmesi
için Meclis toplandı.
Uçakta karşılaştığımız daha tecrübeli ve kulağı benden daha delik
vekil arkadaşlarım, CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın parti
adına konuşacağını ve muhtemelen provokasyon amaçlı bir metin
hazırlamış olduğunu ifade ettiler.
Ben “O merkez sağdan gelmemiş miydi?” deyince vekil arkadaşlarım
güldü. Kastımı anlamışlardı. Yani “damardan CHP'li kadar kötü
olamaz” demek istemiştim gerçekten. Cevap olarak “Hiç ümitlenme on
Mahmut Tanal gücündedir kendisi” dediler.
Nitekim Meclis oturumunun en hareketli anları Çıray'ın kürsüye
çıkmasıyla başladı. AK Parti grubu gerçekten çok sabırlı, munis ve
demokrat insanlardan oluşuyor. Çünkü kürsüye çıkan CMHDP'li
(Gayrımilli Kutsal İttifak) vekillerin konuşmaları, kesinlikle
eleştiri sınırları içinde olmayan, doğrudan kışkırtıcı iftira ve
yalanlardan örülmüştü. Sanki bir yerlerde Islak Goebbels Makinesi
çalışmış, bir sürü kopyası Meclis'e doluşmuştu.
Gayrımilli Kutsal İttifak üyeleri, belli ki seçimlere o gün start
vereceklerdi. Çıray da bu nedenle ustaca seçilmiş bir kişiydi.
Yarbay Mehmet Alkan'ın sözlerini ve kardeşinin şehadetini istismar
ettikten sonra, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir
şehit naaşı başındaki fotoğrafını kaldırdı ve provokasyonunu
başlattı.
“Alkan'dan sonra şimdi elini şehit tabutunun üstüne koymuş olan bu
kibirli şahsın fotoğrafına bakın. Bu fotoğraf erken seçim
kampanyasının habis bir istismarıdır.”
Gayrımilli Kutsal İttifak, sadece CMHDP'li Meclis gruplarından
oluşmuyor. Aynı gün, Ertuğrul Özkök'ün Sayın Erdoğan'ı hedef alan
ve tornadan çıkmış cümlelerle kotarılmış o iğrenç yazısı da gürültü
koparmıştı. Ekrem Dumanlı'nın ve jiletçi 180 bürokrat aydının
tehditleri de aynı günlere denk geliyordu.