Herkesin birbirini boğazlamadan, asgari ve üstü ihtiyaçlarını
görerek, onurlu/özgür biçimde yaşamasının mümkün olduğunu, bu
kavramları da abartmamak gerektiğini söylüyoruz.
Bu kavramlara mutlak değer yükleyerek onlara erişemeyiz. Ama ideale
yakın durumları araştırabilir ve bu ideale yakın düşmeye
çalışabiliriz.
Bu dünya cennet olmayacak. Ama bugünden daha iyi olması mümkün.
Çünkü bu tarihte birçok kez başarıldı, yarın da başarılacak. Ama bu
arada yeni sorunlarımız olacak, başarılı alanlar dönem dönem yeteri
kadar ilgi/emek gösterilmediği için çöktü, çökecek vs.
Çünkü demokrasi çok nazenin bir çiçektir ve sürekli ilgi/bakım
gerektirir. Bir kere tohum ekip sonsuza kadar ürün alamadığımız
gibi, sosyal düzenler de sürekli emek, ilgi ve özen ister.
Bıraktığınız anda içten çürümeye başlar.
Dün iki ilkeden bahsettik. İlki mücadele, hak arama gibi kamusal
alanı biçimlendiren süreçlerde tüm aktörlerin şiddeti bir yöntem
olarak reddetmesi ve bu konuda tutarlı olmakta anlaşmak.
İkincisi ise düşman kategorisini reddederek somut/soyut alanda
karşı karşıya ve yan yana gelmenin zeminini yaratmak. Mesela
parlamentolar, mesela STK'lar, yargı sistemi, kent konseyleri vs.
türünden karşılaşma, hak arama platformlarını hem her kesime açmak,
hem de bu zeminleri bu iki kurala tabi kılarak sürekli temiz
tutmak.