Gerçekten de bu ülkede Kürt ve PKK sorunlarını çözmeye yeltenen lider ve partilerin başına mutlaka iş getiriyorlar.
Şu yaşadığımız günlere bakın. CHP ve HDP, aslında karşı oldukları Çözüm Süreci'ne, Çözüm Süreci çöktükten sonra sahip çıkmaya başlamış, “Seçimi kaybetti, barışı bitirdi” söylemi geliştirmekteler.
MHP ise arkadan dolanmakta, Çözüm Süreci'ni ihanet süreci olarak çarpıtmaktadır. Hatta geçen günlerde MHP Genel Başkan Yardımcısı, Bahçeli'nin talimatıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na Sayın Cumhurbaşkanı hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.
İddiasına göre, “örgütün 2013 yılının başında başlayan Çözüm Süreci ile PKK'nın bölgede silahlanmasına göz yumulmuştur. Bunun sorumlusu Cumhurbaşkanı ve AK Parti hükümetidir. Tüm bu kötücül planın amacı da başkanlık elde etmektir.”
Meclis sıralarında aynı anda el kaldırıp indiren CHP, HDP, MHP, birbirini yok eden tezler öne sürmekte, ama her iki tez de Erdoğan ve hükümete Çözüm Süreci üzerinden bir komplo geliştirme amacı taşımaktadır.
Bahçeli'nin suç duyurusundan hemen sonra, cemaat gazetelerinin, başta Sözcü olmak üzere, şehitleri de istismar ederek ikinci bir 7 Şubat süreci için iklim yaratmaya çalıştıkları dikkati çekiyor. Sözcü'nün Bahçeli'yi takip eden manşeti “Suç, itiraf, delil var, ceza veren yok” manşeti olmuştur.