CHP, MHP ve HDP'nin her üçü de, 17/25 Aralık Darbe girişiminin
bir yolsuzluk operasyonu olduğu konusunda çok ısrarlılar. Neredeyse
aynı argümanları kullanıyorlar. Bu ısrar belki de 17/25 Aralık
darbe denemesinin, ismi üzerinde deneme aşamasında kalması ve geri
püskürtülmüş olmasındandır. Ne de olsa kaçan balık büyük, kaçan
darbe ukde olur.
Ancak kimi derin çelişkiler göze çarpmıyor değil. Muhalefet bloku,
tutarsızlık konusunda tutarlı ve bu konuda hiç endişeli değiller.
“Ne uydursak halk yutar” saygısızlığı içindeler. Nesnelliğin, bir
yalanı sürekli tekrarlayarak sağlanabileceğine dair o eski
hastalığa tutulmuş haldeler.
Oysa, geçen günlerde FETÖ'ye yönelik dinleme soruşturmasından
önemli detaylar yer aldı milli medyada. Bugün gazetesinden Helin
Şahin'in haberine göre, CHP Lideri Sayın Deniz Baykal 1992
kongresinden beri dinlenmekteymiş.
Gizli tanığın bu ifadesi, FETÖ'nün öyle AK Parti ile zuhur edip
devlete yerleşen bir örgüt değil, en az 35-40 yıllık bir proje
olduğu iddiasını da destekliyor. Bu arada yakın zamanda, FETÖ'den
nedamet getiren ilginç tanıkların beyanları ortaya çıkabilir.
Gülen'in “Kaçın” temalı vaazı da bu nedenle olmalı.
Deniz Baykal'ın şikâyetiyle derinleşen ve Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmayı Sayın Kılıçdaroğlu ve
CHP'lilerin yakından takip etmesinde fayda var. Konu doğrudan
CHP'nin müşteki olmasını gerektirebilir.