15 Temmuz gecesi demokrasimiz alçakça, üst aklın kontrolündeki hainler tarafından saldırıya uğradı. Bu alçakça saldırı Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile milletimizin meydanlara, sokaklara akmasıyla püskürtüldü.
Marmaris’te bulunan Cumhurbaşkanımızı öldürmeye çalıştılar.
Ancak Allah’ın izni ile bu alçak saldırı boşa çıktı. Milletimizin
iradesinin tecelli ettiği TBMM, içinde vekillerin bulunduğu
toplantı sırasında yedi kez havadan vuruldu. Genelkurmayımız, MİT
ve Özel Kuvvetler komutanlığımız gibi çok önemli kurumlarımız hedef
alındı.
Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, “sokaklara inin” dendiği anda,
milletimiz meydanlara, sokaklara aktı.
Gençler sokaktaydı, kadınlar, yaşlılar, hastalar, çocuklar
meydandaydı.
Bir genç şöyle bağırıyordu: “Bu her şeyden önce benim irademe
saldırıdır.”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın duruşu, tarihi bir duruştur ve millet
Başkomutandan aldığı emirle, düzenli bir ordu gibi sahaya inmiş,
darbeyi püskürtmüştür.
Ben benzer olaylarda tankların önünde duranlar gördüm ama, tanklara
doğru, kurşunlara, ölüme doğru koşan bir millet görmedim.
Bu millet ne kadar asil, ne kadar yüce bir millettir? Allah
milletimizden razı olsun.
Allah şehitlerimizden razı olsun, mekânları cennet olsun.
Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Bunlar ne askerdir, ne başka bir şey. Bunlar teröristtir. Asla ve
asla bu çapulcularla, milletinin yanında yer alan TSK birbirine
karıştırılmamalıdır.