Kayseri’de 14 şehit acısını bize yaşatan saldırı, PKK’nın Beşiktaş’ta yaptığı saldırıdan sonra geldi ve amacı aynıydı. Öncellikle milletimizin başı sağ olsun. Şehitlerimize Allah’tan rahmet ve yaralılara acil şifa diliyorum.
PKK’nın asker ve polisi hedef alıyormuş gibi yapsa da, sivillere ve şehirlere dönük bu stratejisi, hendeklerde ve dağda yaşadığı hezimet sonrası uygulamaya koyduğu hain bir plan. Hem bu yenilginin psikolojik kırılmasını örgüt üzerinde hafifletmek, hem kendisini kiralayan üst akla hâlâ iş görür olduğunu ispatlamak, hem de halkın arasında dehşet salarak toplumsal fay hatları yaratabilmek istiyor.
Tabii en büyük düş kırıklığı 15 Temmuz’un başarısız olmasıyla yaşandı bu şer ittifakı için. Bunun sonrasında ekonomiyi bozma hamleleri, o da bu aziz milletin direnci ve bilinciyle tutmadığı andan sonra da şehirleri hedef alan saldırılar başlatıldı.
Oyun, şu bildiğimiz, dünyayı birkaç yüzyıldır cehenneme çeviren, aslında kimseye de bir faydası olmayacak böl/yönet, böl/işgal et taktiği. Başarılı olamadıkça daha da kötücülleşiyor, daha da zıvanadan çıkıyorlar.
Burada kişisel olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan alınsa da, asıl hedef onun şahsında milletin tamamıdır, devletin bekasıdır.
15 Temmuz gibi eşi görülmemiş bir ihaneti, işgal denemesini birlik içinde püskürten Türkiye bu sınavı destansı bir şekilde atlatmış, tarihte ilk defa bu oyunu bozmuştur. Her kesimden, her inançtan, her meşrepten vatandaşımız, “vatan yoksa onur ve özgürlük de yok” diyerek bedenini tanklara, F16’lara siper etmiştir. Bu birlik ve bilinç karşısında hiçbir güç muvaffak olamaz.
Her kesimin özgür, onurlu, kendi inanç ve kültürüne göre yaşayabilmesinin yegane güvencesi, güçlü bir ülkeye sahip olmaktır. Suriye’de, Irak’ta yaşananlar ortada. Bunun için de şimdi mücadele etmek ama bu mücadeleyi soğukkanlı biçimde vermek gerekiyor.