Gelin seçimlere bu kadar az bir süre kalmışken partileri birer
birer analiz edelim...
CHP...
CHP sol şeridi kapatan köhne haliyle siyaset dünyamızın ortasında
bir karadelik gibi duruyor. Avni Özgürel bana bir anısını
anlatmıştı. Merhum Bülent Ecevit ile 12 Eylül darbesinden birkaç
sene sonra yan yana geliyorlar. Yasakların kalktığı, kapatılan
partilerin açıldığı günler. Ecevit elini masaya hiddetle vurarak
CHP'nin yeniden açılmasına duyduğu tepkiyi “Ne güzel kurtulmuştuk
bu beladan!” türünden bir söz ifade ediyor. Biliyorsunuz CHP'yi
Karaoğlan döneminde bir halk partisine çevirmek istemiş, kısmen de
başarılı olmuştu. Zaten CHP tarihinde tutunacak bir dal ararsanız
sadece o dönem vardır. Ecevit hayatının sonuna kadar da CHP ile
yakınlaşmamaya özen göstermiş, yeni bir sol/sosyal demokrat kanal
açmak istemişti.
Ancak ülkenin egemenleri CHP'yi her zaman ayakta tutmak için çaba
sarf ettiler. CHP sivil/askeri vesayetin Meclis'teki bir Truva atı
olarak vazife görüyordu çünkü. Nitekim iktidar olmak gibi bir derdi
de hiç olmadı. Neden olsun ki? Halkla siyaset yapmıyor, sırtınızı
antidemokratik vesayet kurumlarına dayıyorsunuz. Yani aslında
gerçek iktidar her zaman sizde. Sizin göreviniz Meclis'te güçlü bir
halk iradesi oluşursa ona karşı tam saha pres yapmak ve onu
boğmak.