Önce bir şeyi tekrar netleştirelim; benim de üyesi bulunduğum Anayasa Komisyonu’ndan pazartesi gecesi geçen dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliği kanun teklifi, 136 milletvekili hakkında düzenlenmiş toplam 619 fezlekenin toplu şekilde yargıya intikal ettirilmesinin önünü açıyor.
16 Mayıs’ta Genel Kurul’a inecek bu teklif, eğer 367 oyu bulursa olacak olan bu. 330’u geçerse referandum teklifi şeklinde Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulacak, Cumhurbaşkanı ise teklifi ya bir daha görüşülmek üzere Meclis’e geri gönderecek veya referandum yolunu tercih edecek.
CHP Başkanı ve diğer partiler, bu veya başka vesilelerle dokunulmazlıkların tamamen kaldırılması yönünden restleşmelerde bulunuyorlar.
Öncellikle, milletvekilinin dokunulmazlığı milletvekiline değil, kamuoyuna tanınmış bir haktır. Vekilin iftira veya ceza görme korkusu olmadan vekalet hizmetini yapabilmesine olanak tanır. Dokunulmazlık vekilin suç işleme özgürlüğü olmadığı gibi, böyle bir durumda da cezasızlık yoktur. Dokunulmazlığı bulunan vekil, sadece dört sene boyunca bu hakkı kullanır. İşlediği iddia edilen suçlar veya hakkında düzenlenen fezlekeler bakımından zamanaşımı durdurulur, vekilliği bitince de yargılanır.
Sivil siyasetçinin zayıf olduğu bizim tür ülkelerde dokunulmazlıklar oldukça önemli bir müessesedir ve kaldırılmamalıdır. Bazı düzenlemeler bunun dışına alınabilir ama tamamen kaldırma teklifi, aslında hiçbir vekilin içine sinmeyecek şekilde Meclis’in çalışamayacak duruma gelmesi anlamını taşır. Vekiller konuşmaya bile çekinir hale gelir.
Tabii ki her konunda olduğu gibi bu meselede de suiistimaller yaşanmaktadır. Kamuoyunda özellikle terör konusunda bazı vekillerin sorumsuzca davranışları rahatsızlık uyandırmıştır.
CHP Başkanı bu konuda da ikili bir taktik izlemekte, komisyonda
HDP’nin tarafını tutarken, kerhen tasarıya evet diyeceklerini ifade
etmektedir. Hesabı, oylamada teklifin 367/330’un altında kalması,
faturasını da AK Parti’ye kesmektir.
HDP ise komisyonun iki toplantısına da özel olarak provokasyon
amacıyla gelmişti. Her türlü tahrik ve yalanın yanında, küfür ve
hakaretler havada uçuştu. Adalet Bakanı’na ağır hakaret edildi,
kendisi arbedenin ortasında kaldı. HDP’lilerin üzerimize uçtuğunu
gördük.
Olanlardan üzüntü duyduk. Çünkü üç partinin sırtında olmayan küfe bizim sırtımızda. Bizim Meclis’i çalıştırmak ve itibarını korumak gibi bir yükümüz var. Meclis’te 317 vekili olan bir iktidar partisinin işine en son gelecek şey, herhalde kavga gürültüdür.