PKK sorununda, şüphesiz IRA (İrlanda), ETA (Bask), ANC (G. Afrika) ve FARC (Kolombiya) örneklerinden dersler çıkarmak ve modalite üretmek belki mümkündü. Böyle bir ihtiyacın ortaya çıkmasının doğal nedeni, Türkiye’nin Kürt ve PKK sorunlarında gerçekten derinlikli planlamalarının eksik olmasından ileri geliyordu. Ancak, doğal olmayan nedenleri de vardı ve bu, sorun üzerinden Türkiye’nin iç/dış siyasetinde üçüncü ülkelerin devrede olmayı istemesinden kaynaklanmaktadır. Yukarıdaki dört ülkenin tabii ki tarihleri ve şartları birbirlerinden farklıdır. Ancak Türkiye, bu farklar dışında, diğer ülkelerin sahip olmadığı bir başka özelliğe sahiptir ki, o da Ortadoğu’ya komşuluğu ve PKK’ya birden çok ülke istihbaratının hâkim olmasıdır. Suriye’de iç savaşın çıkmasıyla, örgütün vardıysa bile Kürtlerle ilgisinin tamamen ortadan kalktığı, Ortadoğu’da şu anda yaşanan güç savaşının bir nesnesi haline geldiği görülmüştür. Çözüm Süreci’nin sayısız yararları arasında, tabii ki Kürtlerin devlet aklının değişmeye başladığını, inkâr ve asimilasyonun bittiğini görmesi, bu arada Kürtlerin otuz yıl sonra ilk kez huzurun tadını almasıdır.