Türkiye’nin dünyanın içinden geçtiği bu sert anaforu hasar almadan atlatması, bütünlüğünü koruması, bölgesinde bir istikrar merkezi olmaya devam etmesi için yüksek siyasette cerrah hassasiyeti gerekiyor. Ancak sadece bu yeterli değil. Toplum olarak bizlerin de ülkemize dönük ve değişik birçok ambalajla sahnelenen müdahalelere karşı uyanık olmamız gerekli.
Bu konuda aziz milletimizin 2013’te düğmeye basılan bu sert müdahalelerin tümünde sağduyusunu koruduğunu, 15 Temmuz işgal girişiminde ise bizzat canını ortaya koyarak ülkesini çakallara yem etmediğini gördük.
Yüksek siyaseti en iyi şekilde icra eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve aziz milletimizin sağduyusu bizim en güçlü hattımızı oluşturuyor.
Öyle olmalı ki, bu hatlar sürekli olarak saldırı altında… 7 Şubat MİT krizi, Oslo ve İmralı tutanaklarının sızdırılması, Çözüm Süreci’ndeki ihanet, 17/25 Aralık yargı susturuculu darbe girişimi, MİT TIR’ları kumpası, KCK/HDP çağrısıyla yapılan 6-