Nihayetinde Türkiye güvenlik konseptini değiştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhtarlar toplantısında geniş biçimde ilan ettiği bu konsept esasen çok geç kalmış bir karar.
Türkiye’nin yıllardır benimsediği bu zaaflı durum “Yurtta sulha cihanda sulh” sözüyle meşrulaştırılıyordu. Çanakkale gazisi ve Kurtuluş Savaşı’nın önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu değerli sözü herhalde çevremizde olup biten kritik gelişmeleri aval aval seyretmeyi ima etmiyordu.
Öyle ki, hemen yanı başımızda Türkiye’nin öz varlığını tehdit eden harita/nüfus değişimleri olsun, bu değişimlerin maşası olan terör örgütleri Türkiye’yi hedef alsın, gözümüzün önünde ülkeyi dizayn etmeye çalışsınlar, biz de olmayan bir barış durumuna atıf yaparak ecelimizi bekleyelim.
Zaten cevap da Mustafa Kemal’in koşullu cümlesinde gizli. Yurtta sulh olmasının koşulu cihanda, cihanda sulh olmasının koşulu da yurtta sulh olmasıdır. Cihan yangın yerine dönmüş, bu ateş yurda sirayet etmişse biz neyin sulhundan bahsedeceğiz?
Ama ülkeyi öyle angaryalarla meşgul etmişler, küçük düşünmeye öyle alıştırmışlar, özgüvenini öyle çökertmişler ki, ağzına vur ekmeğini al durumuna düşürülmüşüz. 15 Temmuz’da bir kez daha feraseti ve fedakârlığını ispat etmiş bu millete hiç uymayan bir giysi bu.
Türkiye’nin tabii ki kimsenin toprağında gözü yo