Duayen bir tarihçimizi daha yitirdik. Kemal Karpat benim tarihimizi anlama çabamda çok müstesna bir yere sahipti. Kitaplarından çok faydalandım. Hatta onu oldukça geç okumuş olmaktan ötürü de aynı hataya sizlerin düşmemesini arzu ederim. Aldığımız eğitimin bir sonucu olsa gerek, kendimizi daha çok Batılı kaynakların gözünden tanımaya meyilliydik. Tabii ki kaynakları çeşitlendirmek, değerli, objektif eserleri menşeine bakmadan incelemek gerekir. Ancak, özellikle tarih ve sosyal bilimlerde özgün, objektif ve cesur kalemlerin yaklaşımı çok daha öncelikli olmalıdır diye düşünmeden de edemiyorum.
Kemal Karpat Hoca eleştiri ve özeleştiriyi beraber götürebilen, kendini ne dev, ne de cüce aynasında gören, Batı hayranlığı ile hamaseti aynı anda dışlayan bir entelektüel namusa sahipti. Gerçekten de iki tipolojiden de sıkıldık. Yerliliği kompleks ve böbürlenmede, yeniliği de Batı hayranlığı ve elitizmde aramak durumunda değiliz.
“Siyasi düşüncelerimizin ve devlet kavramın