Sayın Cumhurbaşkanı'nın Yenikapı Barış mitingindeki konuşmasında yerli ve milli kavramlarını dile getirmesi, bugün yaşanan siyasi/siyaset dışı mücadelenin tam ortasına oturduğu için çok ilgi çekti. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın konuşmalarında “linç” için malzeme arayanlara yürek tüketip laf anlatmanın hiçbir anlamı yok. Lakin tartışma ve konu kıymetli. Devam etmekte fayda var.
Sanırım, Cumhurbaşkanı'nın konuşmalarından sonra en çok saldırıyı alan ikinci kesim, biz Milli Görüş'ten gelmeyen veya ırk olarak Türk veya din olarak Müslüman olmayan AK Partililer oluyor. Nitekim o konuşmadan sonra da, sosyal medya ve ardından diğer medya cenahlarında ağır ırkçı saldırılara maruz kaldık.
İlginçtir, şimdi bu kesimler, bir yandan AK Parti'nin monolitik, dışa kapalı, otoriter ve kendisinden başkasına tahammülü olmayan bir parti olduğunu iddia ederken, aynı anda, (cemaatin Sözcü gazetesinin dünkü ırkçı manşeti gibi) ırk, din, meşrep olarak farklı üyelerini öne çıkararak AK Parti'yi “yerli ve milli” olmamakla suçluyorlar.